18 Eylül 2014 Perşembe

Lady Gaga’s artRAVE: the ARTPOP Ball

     Dünya gözüyle bir Lady Gaga da gördük bu salı günü. Havaalanına geldiği andan itibaren gündemden düşmedi ve konserin de yankıları biraz sürecek gibi. Şimdi size nasıl bir konserdi anlatmak istiyorum.


     Her konserde yaptığım gibi en önden güzel bir açıdan konseri seyredebilmek için sabah saat 10 civarı İTÜ Stadyumu'na vardım. Daha önce yazdığım yazılar ilgililere iletilmiş olacak ki bu sefer her yerde stadyumu gösteren ok işaretleri asılıydı. Rahatlıkla giriş kapısını bulduk ve bizden önce yaklaşık 60 kişinin geldiğini gördük. Gerçekten oldukça değişik giyinmiş, yaratıcılığı zorlamış seyirciler mevcuttu. Çoğu kişinin de yaşı küçüktü ve veliler vardı etrafta. Yaşları biraz daha büyük olanlar konsere akşam 7 gibi gelmeye başladı.

      Ana giriş kapısından yine izdihamla içeri girip kategorilere ayrıldık. İTÜ'de gittiğim üçüncü konser bu ve giriş kapısı olayını hala düzeltmediler maalesef. Bu izdihamın yaşanmaması adına kategoriye ayırım ilk kapıda yapılmalı diye düşünüyorum.

     Sıraya girip bu sefer de saatin 5 olmasını bekledik. 4 buçuk civarı güvenlik görevlileri kimlikleri hazırlamamızı söyledi. Çoğu kişi kimliğini getirmemişti ya da yaşı tutmadığı halde yanında velisi olmayanlar vardı. Lübnan'dan konseri izlemeye gelen üç kişi de pasaportları yanında olmadığı için sorun yaşamıştı ama tercümanlık yaparak bu sorunu halletmelerine yardımcı oldum. Sonrasında arkadaş olduk ve konseri beraber izledik. En sevdiğim şey konserde arkadaş edinmek ve artık Lübnan'da yerim bile hazır!

     İzin verildikten sonra deli gibi yokuşu koşarak indik ve bariyeri kaptık. 4 Türk ve 3 Lübnanlı arkadaşlarımla beraber oturup DJ Lady Starlight'ın çıkmasını bekledik. Akşam 7 buçuk gibi sahneye çıktı. Bas sistemi o kadar kötüydü ki maalesef çoğu kişi zevk alamadı dinlerken onu. Güvenlik görevlilerinden bazıları da kulaklarına kulaklık takmıştı.

     Saat 9'a doğru da aniden sahnedeki perde indi ve Lady Gaga omuzlarda taşınarak geldi. O kadar ani oldu ki herkes bir anda çığlık atıp yerinden fırladı. Lady Gaga hayranlarının zaten oldukça heyecanlı olduklarını belirtmek isterim. Tek bir hecesinde bile hepsi çığlık atmaya hazır bekliyordu.


     Kanatlarıyla beraber ilk olarak "Artpop" şarkısını söyledi. Konser setlist'inde yer alan çoğu şarkıyı da söyledi zaten. Üstelik verdiği molalar iki dakikayı geçmiyordu. Nasıl yorulmadı hala aklım almıyor.


     Bazı şarkılarını buz kristallerini andıran piyanosu başında seslendirdi ve çıplak sesinin oldukça güzel olduğunu belirtmek istiyorum.





     Fotoğraflardan da anlayabileceğiniz gibi gerçekten "Artpop Ball" konseptini yaşattı bize. Kendi de eğlendi, bizi de eğlendirdi. 





     Kostümleriyle adeta aykırılığın sınırlarını zorladı. Onun gibi giyinen hayranlarını da hep savundu ve farklı olmanın güzel bir şey olduğu mesajını verdi.

     Seyircilerle kontağı da oldukça fazlaydı. Hatta İrlanda'dan gelen bir hayranını sahneye çıkarttı. Kızcağız kalpten gidecek diye çok korktuk zira uzun bir süre tepki veremedi kendisi. Ağlamaktan makyajı bozuldu zaten. Konser çıkışında kıza rastladım ve hala ağlıyordu. Dediğim gibi hayranları Lady Gaga için deliriyor.


     Böyle sansasyonel bir şarkıcı konsere gelir de sahnede soyunmaz mı? Soyunur. O da öyle yaptı. Her şarkı için farklı bir peruk takan Lady Gaga, peruğunu fırlatıp arkasını dönerek sandalyeye çıktı. Korumalarının yardımıyla gözlerimizin önünde giyinip soyunarak şovunu yaptı.





     Rengarenk bir kostüm giyerek "Bad Romance" şarkısını söyledi bu şovundan sonra. Eski şarkılarına da yeni şarkılarına da son güçleriyle bağırarak seyirciler sürekli eşlik etti.


     Son şarkı olarak "Gypsy"i söyledi. Herkes bitiyor diye son kalan kuvvetleriyle bağıra bağıra söyledi onunla. Konser bitiminde de dansçılarıyla beraber selam vererek sahneden ayrıldı. Yine bekleriz Lady Gaga'cığım!



Notlar
  • Neredeyse her şarkısının başında İstanbul'u ne kadar sevdiğinden bahsetti. Bu anı çok beklediğini belirtti. 
  • Dansçısı Gianinni Semedo Moreira ile tanışma imkanım oldu. Daha önce Cirque du Soleil için geldiğinde de tanışmıştık ve gerçekten çok samimi birisi.
  • Lübnanlı arkadaşlar konseri izlemek için Türkiye'ye geldiğine göre nasıl Lady Gaga hayranları olduğunu siz düşünün.
  • Diamond Circle gibi bir kategoriden bilet alıp neredeyse bir arkadaki kategoriye kadar geri gelip bariyerde elinde içeceğiyle kokteyle gelmiş gibi duran insanları anlamıyorum. (Her konserde karşılaşıyorum böyleleriyle.)
  • Lady Gaga dansçılarının vasıtasıyla seyircilere peluş oyuncaklar attı ve neredeyse üç kere konfeti yağmuru yaptı.
  • Turne ürünü olarak sadece kuşe kağıda basılmış turne kitabını ve birkaç çeşit tişörtünü getirmişti. Biraz daha çeşit olsaydı keşke zira herkesin maddi durumu bir tişörte 60 TL vermeye yetmeyebilir.

     Sponsorlara ve organizatörlere (Pozitif Live, Kral TV, Doritos, Yandex, MAC Kozmetik, Star TV, Hürriyet, Maximusic!, Metro FM ve aklıma gelmeyen nicelerine) bu gece için çok teşekkür ederim.

9 Eylül 2014 Salı

GNCFEST '14


     Türkiye'nin en teknolojik festivali olarak adlandırılan GNCFEST'14 rüzgar gibi geçti. Ekibin elinden geleni yaptığı ve detayların çok düşünüldüğü belliydi. Şimdi o gün nasıl geçti sizinle paylaşacağım.


     Öğlene doğru İTÜ Stadyumu'na vardım. Ancak araba park yerleri çok alakasız yerlerdeydi ve stada yönlendiren hiçbir tabela ortalıkta yoktu. Pek çok insan ve ben bilinçsizce bir oraya bir buraya yürüdük. İlk defa gelen birinin bulmasının zor olabileceği düşünülerek en azından ok işaretleri konmalıydı.

     Zar zor stadı bulduktan sonra bu sefer ana giriş kapısında kalabalığa maruz kaldık. Şimdiye kadar hiçbir konserde bu sıra olayının adamakıllı yapıldığını görmediğim için karşılaştığım manzaraya pek şaşırmadım. Justin Timberlake konserinde de yaptıkları gibi önce ana giriş kapısında sıra oluşturup sonradan kategorilere göre metal dedektörlere yönlendirmişlerdi. Bu kategoriye ayırma işlemini tam tersi ilk girişte yapmaları gerekiyor yığılmayı önlemek için. Gelen binlerce insanı önce tek bir kapıdan almaya çalışmak çok zor.

     Yaklaşık yarım saat bekledikten sonra festival alanına giriş yaptık. Dönme dolap, kaybolunca arkadaşlarla buluşabilmek için "kaybolanlar kulübesi" isimli bir alan, telefonla konuşurken gürültü engellemek adına kurulmuş ses geçirmez camekanlı yerler, TV2 ve CNBC-e gibi kanalların açtığı eğlenceli standlar, "gnctrkcll lounge" dedikleri dinlence ve telefon şarj etme çadırı gibi bir sürü yer mevcuttu. Ücretsiz dağıttıkları rozetler vb. şeyler de vardı. 





     Yemekti, etrafı turlamacaydı derken öğlen saat 3'e doğru konser alanının kapıları açıldı çünkü Mabel Matiz çıkmak üzereydi. Ortalama yarım saat arayla Mabel Matiz, Model ve Manga grupları sahne aldı. Seyircilerin ilgisi büyüktü. Aralarda ise DJ Erbil Ellez yabancı şarkılar çalarak bekleyenleri sıkmadı. 


     Benim asıl beklediğim akşam 7 gibi başlayacak olan yabancı ünlülerin sahnesiydi. Sırayla Inna, Rita Ora ve Pharrell çıkıyordu. Inna barkovizyonu da kullanarak görsel öğelerle sahnesini hareketlendirdi. Küçük bir kız çocuğu gibi sağa sola koşuşturup durdu. Ancak teknik aksaklıklar yüzünden zor anlar yaşadı. "Cola Song" isimli şarkısını müziksiz söyledi. Ses düzelince tekrar müzikle beraber söyledi. İnsanlar problemin hallolmasını beklerken sıkılmasın diye sahneden indi, seyircilerin arasına girdi ve Türkçe bildiği tek şarkı olduğunu söylediği "Çingenem"i dinleyenlerle birlikte söyledi. Elbisesinin arkası açıldı ancak buna aldırmadan devam etti. Kısaca profesyonel davranarak aksaklıklar yüzünden konserini bitirmedi. Yeni EP'si harici "Hot", "Deja Vu" gibi bilindik şarkılarını da söyledi. Kings of Leon'un "Use Somebody" şarkısını da cover yaptı. Ayrıca Türkiye'yi çok sevdiğini sık sık dile getirdi. Biz de seni seviyoruz Inna!

     

     9 gibi Rita Ora sahneye geldi. Duyduğuma göre biraz geç kalmıştı ancak tam vaktinde sahneye çıktı. Pelerin tarzı şifon ve uzun bir elbisesi vardı. Kollarında ise kınadan yapılmış dövme gibi duran şeffaf eldivenleri vardı. 


     Çıkan her şarkıcı yaklaşık 45 dakika gibi kısıtlı bir sürede konser veriyordu. Rita da bu kısıtlı zamanını oldukça verimli kullanarak şovlarıyla göz doldurdu. "R.I.P." şarkısıyla sahneye çıktı ve daha sonra "Shine Ya Light", "How We Do (Party)", "I Will Never Let You Down" ve "Black Widow" şarkılarını seslendirdi. "Drunk In Love" ve "Could You Be Loved" şarkılarını da cover yaptı. Oldukça güzel bir sesi olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. 


     Belki de gelen çoğu kişinin beklediği isim Pharrell gece 10 buçuk civarı sahneye çıktı. "Baes" olarak isimlendirdiği dans ekibiyle harika anlar yaşattı bizlere. Yırtık kotu ve "Think Other" yazan tişörtüyle sahneye geldi. "Lose Yourself To Dance" ile açılışı yaptı ve daha sonra bir dakika bile durmadı. 41 yaşında olduğuna asla inanamadım. "Get Lucky", "Happy", "Blurred Lines", "Drop It Like It's Hot" gibi şarkılarının yanı sıra prodüksiyonunda da yer aldığı "Hollaback Girl", "Sing" ve bir sürü şarkıyı seslendirdi. Sık sık da barış ve sevgi mesajları vererek hepimizin kalbini kazandı.


     Özet geçmek gerekirse tek bir konser yerine pek çok sanatçıyı getirip festival yapmanın zor olduğunu göz önüne alarak güzel bir gün olduğunu söyleyebilirim. Arkadaşlarımla eğlenip sevdiğim sanatçıları dinlemek gerçekten güzeldi. Umarım her sene böyle bir etkinlik düzenlenebilir. Emeği geçen PERA Event'e, Turkcell ekibine, Showcase PR'a, Akademi Organizasyon'a ve diğer bütün sponsorlara teşekkür ediyorum.

Notlar:
  • "Gencaver" dedikleri Turkcell ekibine dahil olan yetkililer oldukça ilgiliydi. Bir sorun olduğunda sürekli yardımcı oldular.
  • Konser alanında içecek satan yerlerde çalışanlar da oldukça samimiydi. Sanırım bu konserde çalışacak kişileri özenerek seçmişler.
  • Teknik problemleri neredeyse sahneye çıkan her sanatçı yaşadı. Bunu sahnenin sürekli değiştirilmesine bağlıyorum ancak daha dikkatli olunabilirdi.
  • Yukarda da belirttiğim gibi her yere tabela ya da yönlendirici oklar koymak şart.
  • Kulise girip Rita Ora ile tanışma fırsatı elde ettim ve gerçekten çok samimi biri olduğunu söyleyebilirim.
  • Festival alanında yemek alanı çok kalabalıktı. En azından farklı yerlerde tek stand halinde satabilirlerdi. Aşırı yığılmadan dolayı sıcakta o kadar beklemek herkesi yordu.
  • Yemek alanında sağlıklı yiyecekler de satılabilmeliydi. Konserlerde genel olarak fast food tarzı şeyler satılıyor. Burada da tavuk, patates kızartması, sosisli sandviç vb. ürünler vardı. Sağlıklı beslenmek isteyenlere göre de seçenekler sunulabilmeli.