Kapadokya Seyahati (Cappadocia Trip) 2023

Hello from the city of hot air balloons!

Cappadocia is a unique and stunning region and there are plenty of things to do, see, and eat while you're there. Whether you're interested in history, culture, or simply want to enjoy the incredible natural scenery, there's something for everyone.

Things to do in Cappadocia

One of the most popular things to do in Cappadocia is to take a hot air balloon ride over the region. This is a truly breathtaking experience that will allow you to see the stunning rock formations and otherworldly landscape from a unique perspective. If you're looking for a more adventurous way to experience the landscape, you can also take a horseback or ATV tour, or even go hiking in the valleys and canyons. I didn't feel like taking a balloon tour because the prices were fairly high as opposed to off-season period. The experience cost 200 Euros but it might cost less if you drop by around February.

For those interested in history and culture, there are plenty of ancient sites to visit in Cappadocia. The Goreme Open-Air Museum is a UNESCO World Heritage site and features stunning frescoes and rock-cut churches dating back to the 10th century. You can also visit the Kaymakli Underground City, an ancient underground city that was used as a refuge by early Christians. You can pay a visit to Derinkuyu as well for that matter. And don't miss the opportunity to see the fairy chimneys, the iconic rock formations that Cappadocia is known.

What to see in Cappadocia

Cappadocia is full of incredible sights to see, from the stunning landscapes to the ancient architecture. One of the must-see attractions in the region is the Goreme National Park, which features the iconic fairy chimneys as well as other unique rock formations. The Zelve Open-Air Museum is another popular destination, featuring a complex of cave dwellings and rock-cut churches.

If you're interested in ancient history, be sure to visit the Kaymakli Underground City or the Derinkuyu Underground City, which was once home to thousands of people. And don't miss the chance to see the incredible frescoes and rock-cut churches at the Goreme Open-Air Museum.

What to eat in Cappadocia

Cappadocian cuisine is a delicious blend of Turkish and Mediterranean flavors, and there are plenty of local specialties to try. One of the most famous dishes in the region is testi kebab, which is a slow-cooked lamb or beef stew served in a clay pot. Other popular dishes include manti, a type of Turkish dumpling, and gozleme, a savory pastry filled with cheese and vegetables.

Cappadocia is an incredible destination full of history, culture, and stunning natural beauty. Whether you're interested in taking a hot air balloon ride, exploring ancient sites, or trying delicious local cuisine, there's something for everyone in this unique and fascinating region. Personally, I quite enjoyed Seki and Millocal Restaurant.

Where to stay in Cappadocia

As soon as I stepped into Wish Cappadocia, I knew I was in for a memorable experience. This boutique hotel, situated in the heart of Cappadocia, was everything I could have wished for in terms of comfort, luxury, and location.

One of the things that stood out to me about Wish Cappadocia was its unique design. The hotel is built into a hillside and features cave rooms and suites, each with its own distinct personality and charm. My room had a cozy and intimate feel to it, with stone walls and arches, a comfortable bed, and all the amenities I could need for my stay.

The hotel's staff was incredibly friendly and helpful, providing me with recommendations on what to see and do in the area.

The hotel's location is also worth noting. Wish Cappadocia is located in the charming town of Urgup, which is within easy reach of all the major sights and attractions of Cappadocia. I was able to explore the fairy chimneys of Göreme, the underground cities of Derinkuyu, and the stunning rock formations of Pasabag, all within a short drive from the hotel.

Overall, my stay at Wish Cappadocia was a highlight of my trip. The hotel's unique design, friendly staff, and convenient location made it the perfect base for exploring this magical region. I highly recommend Wish Cappadocia to anyone looking for a luxurious and memorable experience in this area.

PS: It is a bit hard to discover the city if you don't have a car. I suggest renting a car before you fly to Cappadocia.

---

Sıcak hava balonuyla meşhur Kapadokya'dan herkese selamlar!

Kapadokya, eşsiz ve etkileyici bir bölge ve ziyaret ederken yapacak, görecek ve yiyebileceğiniz birçok şey mevcut. Tarihe, kültüre ilgi duyuyorsanız veya sadece inanılmaz doğal manzara keyfini çıkarmak istiyorsanız, Kapadokya'da aradığınız her şeyi bulacaksınız.

Kapadokya'da Yapılacak Şeyler

Kapadokya'da yapılacak en popüler şeylerden biri sıcak hava balonu turu yapmak. Bu kesinlikle bambaşka bir deneyim ve yukarıdan manzarayı görmeniz için fırsat. Eğer bu manzarayı daha maceralı bir şekilde deneyimlemek istiyorsanız, tepeye çıkmak için ata binebilir veya ATV turu yapabilirsiniz. Buna ek olarak vadilerde ve kanyonlarda yürüyüşe çıkabilirsiniz. Ben balon turuna katılmak istemedim çünkü fiyatlar oldukça yüksekti. Ücreti 200 Euro'du ancak Şubat ayı civarında uğrarsanız sezon dışı olacağı için daha az tutacaktır.

Tarihe ve kültüre ilgi duyanlar için, Kapadokya'da ziyaret edilebilecek birçok tarihi alan var. Göreme Açık Hava Müzesi UNESCO Dünya Mirası alanı ve 10. yüzyıla kadar uzanan kaya kiliselerini içeriyor.  Hristiyanlar tarafından sığınak olarak kullanılan antik bir yeraltı şehri olan Kaymaklı Yeraltı Şehri'ni de ziyaret edebilirsiniz. Buna ek olarak Derinkuyu'yu da ziyaret edebilirsiniz. Ve tabii ki Kapadokya'nın simgesi olan peribacalarını da görmeyi es geçmeyin.

Kapadokya'da Görülecek Yerler

Kapadokya, etkileyici manzaraları ve antik mimarisiyle gezmeniz için birçok alan sunuyor. Bölgedeki görülmesi gereken yerlerden biri, peribacaları ile birlikte diğer kaya oluşumlarını da içeren Göreme Milli Parkı. Zelve Açık Hava Müzesi de bir başka popüler müzesi aynı şekilde kaya kiliseleri ile diğer kaya oluşumlarını içeriyor.

Tarihe ekstra bir ilgi duyuyorsanız, yukarıda bahsettiğim yer altı şehirlerini mutlaka gezmelisiniz.

Kapadokya'da Ne Yenir?

Kapadokya mutfağı, Türk ve Akdeniz lezzetlerinin lezzetli bir karışımı diyebiliriz ve denemeniz gereken birçok yerel lezzet var. Bölgedeki en ünlü yemeklerden biri testi kebabı. Çömlek kapta yavaş pişirilmiş kuzu veya dana eti servis ediliyor. Diğer popüler yemekler arasında mantı ve gözleme bulunuyor. Ben şahsi olarak Seki ve Millocal restoranlarından çok keyif aldım.

Kapadokya'da Nerede Kalınır?

Wish Cappadocia'ya adım attığım anda unutulmaz bir deneyim yaşayacağımı biliyordum. Kapadokya'nın merkezinde bulunan bu butik otel, konfor, lüks ve konum açısından dileyebileceğim her şeye sahipti.

Wish Cappadocia hakkında dikkatimi çeken şeylerden biri mağara odalarıydı. Bu otantik diyebileceğim odalarda taş duvar, rahat bir yatak ve konaklamam için ihtiyaç duyabileceğim tüm olanaklar vardı.

Otel personeli son derece yardımseverdi, bize bölgede görülecek yerler ve yapılacaklar konusunda önerilerde bulundular.

Otelin konumu da önemli. Wish Cappadocia, Kapadokya'nın tüm önemli turistik yerlerine kolayca ulaşılabilir bir konumda.

Otel benzersiz tasarımı, personeli ve uygun konumu sebebiyle tercih edebilirsiniz. Kapadokya'da konforlu ve unutulmaz bir deneyim arayan herkese Wish Cappadocia'yı tavsiye ederim.

Dipnot: Eğer arabanız yoksa şehirde gezmek biraz zor oluyor. Kapadokya'ya gelmeden önce araba kiralamanızı öneririm.

READING FESTIVAL 2017 @ READING (Kasabian, Eminem, Muse...)

Herkese selamlar!

Hello everyone!

Yazımı kaydedip göndermediğim için taaa ağustos ayında 2017'de gerçekleşen festivali şu an yayınlayabiliyorum, kusura bakmayın :) İnsan bazen koşturmaca içinde unutabiliyormuş demek.

Since I saved and did not send the post, I can only publish this festival that happened back then in August, 2017. I'm so sorry about that. Sometimes we might forget the things we are supposed to do in the rush.

Bu festival beni bir hafta öncesinde olan V Festival'dan daha da çok heyecanlandırmıştı. O yazıma buradan ulaşabilirsiniz. Daha çok heyecanlanma sebebim ise kesinlikle Eminem'i görecek olmamdı. Onu ne kadar sevdiğimi ve şarkılarını tek tek ezberlediğimi beni tanıyanlar bilir. Ayrıca Muse için de çok heyecanlıydım çünkü geçen yaz İstanbul'a konsere gelecekti ama diğer sanatçılar gibi o da iptal etmişti. Bu üzücü gerçeğe daha fazla dayanamayıp ben de bu festival dahilinde onu görmeye karar verdim. Çok da iyi bir karar vermişim zira muhteşemdi.

This festival got me more hyped than the V Festival that took place a week before. You can read my post about it here. The reason why I was more excited was because I was about to see Eminem! The people who know me knows how much I love him and how I know every word in his songs by heart. I was also excited for Muse because they were to come to Istanbul for a concert but then -like other artists- they decided to cancel it. I couldn't handle the truth anymore so I went to this festival to see them live. I made the right decision because they were awesome.

   

Festivale gelirsek V Festival'dan daha kapsamlı bir festival bu. Gerek sanatçılar gerekse olduğu yer daha büyüktü. Reading'e trenle geldikten sonra servislerle konser alanına gelebiliyorsunuz. Çadırlı konaklama ile konserin deneyimini tam anlamıyla yaşabilirsiniz ya da Reading merkezde kalıp yine otobüs ve servisle festival alanına gelebilirsiniz. Bu festival eş zamanlı olarak hem Reading'de hem de Leeds'de gerçekleşiyor. Hangi şehirde gitmek istediğinizi siz seçip ona göre bilet alabilirsiniz. Festivalde sahne alan isimler için aşağıya posteri bırakıyorum.

This is much more extensive than V Festival. Both the artists and the area were bigger. You can reach the festival by shuttles after arriving to Reading via train. You can experience the festival thoroughly if you prefer to camp or you can stay in Reading and come every day via buses or shuttles. This festival simultaneously takes place in Leeds as well. You can get the tickets according to your choice. I leave the poster down below so that you can see the artists who were there.

İlk gün için heyecanlı olduğum isimler Kasabian, Two Door Cinema Club ve Jimmy Eat World olmuştu. Daha sonra da Oh Wonder ve Anne Marie'yi merak ediyordum. Dolayısıyla sahneler arasında koşmam gerekecekti ancak en önden izleme çabam o gün için yoktu. O yüzden rahat rahat konum değiştirdim. 

The names I was excited for the first day was Kasabian, Two Door Cinema Club and Jimmy Eat World. Then I was wondering about Oh Wonder and Anne Marie. Therefore, I had to run from one stage to another but I did not want to be in the front row that day so I easily changed my location.

Yalnız şunu söylemem gerekiyor ki hava aşırı sıcaktı ve soğuk sudan milkshake'e kadar ne bulduysam gün boyunca tükettiğim tek şey soğuk sıvılar olmuştu. Yemek seçenekleri de oldukça boldu. Vejetaryen olanlar için de seçenek çoktu, et ve tavuk tüketenler için de. Sağlıklı şeyler de seçebiliyorsunuz ve bunu özellikle belirtmek istedim çünkü konserlerde genelde yemek denince akla sadece hamburger, sosisli sandviç ve patates kızartması gelir.

However, I have to say this, it was too hot and the only thing I consumed was cold drinks from water to milkshake. The food choices were also many. You could find food even if you were a vegetarian. You also had healthy options and I wanted to stress this out because when someone says food in the concerts, the only thing that comes to the mind is either hamburgers, hotdogs or fries.

Festivalde gerçekten tek sıkıntım gelen insanlardı. Hepsi itmeye, sıkıştırmaya, izdiham yaratmaya çok meraklı insanlardı. Saatlerce beklemenin getirdiği huzursuzluk da var tabii ki. Ona rağmen her türlü ezilmeyi bile sineye çekiyorum çünkü muhteşem bir deneyim yaşadım.

The only thing I suffered from in the festival was the people. They were really into pushing, pressing and causing a stampede. There was uneasiness due to waiting too much of course. I even put up with being pressed because I had an amazing experience there.

Sahneler V Festival'daki kadar bize yakın değildi ve bu üzücü bir gerçekti. Üstelik de çok yüksekti, sanatçıyı izlerken boyun fıtığı oluyordunuz. Ama bunu Muse bozdu ve ileriki paragraflarda göreceksiniz :)

The stages were not as close as the V Festival and this was a sad story. The stage was also high, you could get a stiff neck while watching the artists. However, Muse tried something else and I'll mention it in the upcoming paragraphs :)

İlk gün olaysız bir şekilde bitti, izlemek istediğim herkesi rahat rahat izledim ve güvenliklerle arkadaş oldum artık. Çok tatlı insanlar, hiçbiri böyle göz korkutucu değil ve aksine yardımseverler.

The first day ended without any incident, I watched everyone easily and became friends with the security guards. They were really nice contrarily to the people here who are intimidating and they were helpful.

Gelelim ikinci güne. Boru değil, Eminem çıkacak. Sabah 7'de gittim sıraya girdim çünkü kilometrelerce yol gelip denizler aşmıştım onun için. En önden izleyebilmeliydim. Sırada en az 4-5 saat beklemişimdir. Sonra kapılar açıldı ve koşarak sahneye gittik. Koşmak çok gerekli zira bir sürü insanın önüne geçebiliyorsunuz. Yürüyerek giderseniz sahne önünü kapmanız imkansız gibi bir şey. Hatta ben bir gün önce sırf bu yüzden rahat takıldım çünkü sahne önüne koşma güzergahına baktım ve plan yaptım :) Akşama kadar asla vakit geçmiyordu. Ergenliğimin grubu The Pretty Reckless sahneye çıkınca heyecanım da yavaştan artmaya başladı. Gerçekten inanılmaz bir kadın Taylor Momsen. Sonrasında Pvris çıktı ve hiç duymadığım bir gruptu. Çok sevdim ve artık şarkılarını dinliyorum zaten :) Derken Migos çıktı ve inanılmaz eğlendirdi. Hepimizin bildiği "Bad and Boujee" şarkısı özellikle herkesi dans ettirdi. Sahneye de bir arkadaşını konuk etti ve kim geldi biliyor musunuz? DRAKE! Bir anda sahneye Drake geldi ve neye uğradığımızı şaşırdık. Konserde Drake'i de böylece dinleme fırsatı elde etmiş oldum, aşırı mutlu olmuştum :) Sonrasında ise Korn ve Major Lazer sahneyi coşturdu. Major Lazer kendini seyircilere attı, üstümüzden zorbing yaparak geçti, bir sürü dansçı ile görsel şölen yaşattı. Ve beklenen an sonunda geldi Eminem sahneye çıktı. İnanılmaz bir sahne kurmuştu ve bütün şarkılarını söyledi tek tek. "Without Me" şarkısından tutun da "Monster" şarkısına kadar eski, popüler ya da düet yaptığı ne varsa her şeyi söyledi. Tabii ki dillere pelesenk olan "Lose Yourself" performansını en sona saklamıştı ve o an gerçekten hepimiz huzura erdik. Belki de 10 yıldır canlı dinlemek için çıldırdığım şarkıyı 24 yaşında anca dinleyebildim. Geç oldu güç olmadı :) Sahneye Trump karşıtı bir tişörtle çıktı, yine siyasetini müziği ile vermiş oldu. Duyarlı olmasını çok seviyorum. Tek üzücü nokta sahnenin bizden uzak olmasıydı. En önde olmama rağmen sahne sanki aramda en az 10 sıra insan varmış gibi uzaktı. Yine de çok güzel bir geceydi tabii ki.

Let's begin with the second day. That's no small matter, Eminem was about to hit the stage. I got in the queue because I went overseas just to be able to see him. I had to be in the front row. I waited at least 4-5 hours. Then the doors were open and we run. You had to run because that was the only way to eliminate the other people. If you walk, then it is almost impossible to form the front line. That was the reason why I was relaxed the day before because I wanted to examine each road so that the next day I would run knowing the route :) Then The Pretty Reckless came to the stage and my excitement increased. Taylor Momsen was unbelievable. Later it was time for Pvris and I'd never heard of them before. I loved them and I listen to them now. After them, Migos hit the stage and he was sooooo fun, especially when he performed the most known song "Bad and Boujee". Then he invited a friend of his, do you know who he was? DRAKE! Drake came to the stage out of the blue and we were taken aback. It was really amazing to get the chance to listen to Drake as well. Korn and Major Lazer did pretty well too. Major Lazer did crowdsurfing, zorbing and gave us a visual feast with their dancers. Later Eminem came. He built an incredible stage and sang all his songs one by one. He sang from "Without Me" to "Monster". He performed old, popular songs and collaborations as well. He, of course, saved "Lose Yourself" until the last moment and at that moment we all attained our desire. I was going crazy to listen to it live on the stage for 10 years, and at the age of 24 I was able to realise this dream. Better late than never :) He was on the stage with an anti Trump t-shirt, he again mingled his music with politics. I love how sensitive he is. The only sad thing was that the stage was far. Although I was in the front row, it was as if there were 10 lines of people in front of me. It was a great night anyway.

 

Daha bir önceki günü atlatamadan Muse'un sahne alacağı güne geldik. Gece nasıl uyudum, sabah nasıl erken uyandım ve 8'de sıraya girdim asla hatırlamıyorum. Her şey aniden oldu :) Yine çok insan vardı bekleyen ama Eminem kadar değildi. Muse kendisi hem çok turne yaptığı için hem de festivallere çok gittiği için izleme fırsatı olan pek çok insan olmuştur malum. Eminem yıllardır bunu yapmadığı için onun günü daha fazla seyirci toplamıştı. O gün Blossoms diye bir grupla tanıştım, aşırı tatlılar ve değişik bir tarzları var. Çok sevdim. Sonrasında Liam Gallagher çıktı. Herkes onu çok seviyordu, ben hiç duymamıştım ve dinledikten sonra hak verdim. Çok iyi bir sanatçıymış meğerse. Derken Muse'un sahnesi geldi. Muse gelmeden önce podyum kurdurdu ve sahne ağzıma kadar geldi kelimenin tam anlamıyla. Yanına da merdiven kurdular ve içimden bir ses o merdivenden inip yanımıza geleceğini söyledi. Daha da heyecanlandım sizin anlayacağınız. Sonra Muse çıktı. "Psycho" şarkısıyla başlattı konserini. Sahne gösterisi, kullandığı ışıklar ve tabii ki sesi müthişti. Bir 8-9 yıllık hayranlığım da onlara vardır. Sonuçta hangimiz "Supermassive Black Hole" ile büyümedik ki? Sevdiğim bütün şarkıları dinledim orada. "Uprising" şarkısından "Starlight" şarkısına kadar hepsini söyledi. Eski yeni ayırt etmeksizin Eminem gibi o da güzel bir setlist yapmıştı kısacası. Derken tahmin ettiğim gibi sahneden indi ve yanımıza geldi. O güzel ellerini tuttum Matt'in :) İnanılmaz bir andı, anlatırken bile heyecanlanıyorum hala. Migos gibi o da sahneye ayrıca birini davet etti ve aklım almıyor hala, inanamıyorum. AC/DC'nin solisti Brian Johnson sahneye çıktı! En sevdiğim şarkısı "Back in Black" ve onu canlı dinleyebildim kendisinden. Festivalleri bu yüzden çok seviyorum, ne yaşayacağınız asla belli olmuyor :)

Without being able to sink that day in, the day for Muse arrived. I don't even remember how I slept that night, how I woke up after and got in the queue at 8 a.m. in the morning. It happened all of a sudden :) There were lots of people waiting but it wasn't like the day of Eminem. That's because Muse goes on tours all the time and they headline the festivals much more compared to Eminem. I met Blossoms that day. They were so cute and they were different in terms of style. I loved them. Then Liam Gallagher came out and everyone knew him except me. I realised how great he was and now I'm a fan. Later it was time for Muse. Muse installed a catwalk and attached steps next to it. I predicted that they would use it to come near us which made me go insane all of a sudden. They came singing "Psycho" and everything from the lights to the stage were amazing. I've loved them for almost 8-9 years too. Is there anyone who did not grow up listening to "Supermassive Black Hole"? He sang from "Uprising" to "Starlight". He too sang like Eminem, with all of his old and new songs. Then, as I predicted in the beginning, he came near us and I held Matt's hand! I got excited even while writing this. He invited someone to the stage, just like Migos and I can't still believe this because he was the lead singer from AC/DC, Brian Johnson! He sang my favourite song "Back to Black". That's why I love festivals, you never know what's going to happen next :)

Nasıl oldu, ne zaman bitti hiçbir fikrim olmadan su gibi geçti bu üç gün. Bir bakmışım İstanbul'a geri dönmüşüm. İngiltere artık ikinci memleketim benim, orada yaşama yolu bulan bana ulaşsın, beni de alsın :) Umarım bir sonraki yazımda yine sizlerle güzel festivalleri, gezdiğim yerlerdeki tecrübeleri paylaşma fırsatı bulurum. 

When it happened or how it ended I did not even realise and days passed so quickly. The next thing I know, I was back to Istanbul. United Kingdom is like a second hometown to me. If someone knows how to move there, please contact me and take me as well :) I hope I will be able to share my experiences from the places I go to and the festivals.

Hepinizin hayal ettiği konserlere, festivallere en kısa zamanda gitmesini temenni ediyor ve sevgilerimi yolluyorum :)

I wish that all of you one day can go the festivals and concerts you dream about sooner than you expect and I send much love :)

Barselona Tatili / Barcelona Vacation

     Merhabalar :)

     Hi :)

     Sosyal medya hesaplarımdan da takip ettiğiniz gibi uzun ve güzel bir tatil yaptım Barselona'da. Şimdi size fotoğraflı detaylarla bu tatili anlatmak istiyorum.

     I had a nice and long vacation in Barcelona as you saw my posts on the social media. Now I'd like to give some details about it along with pictures.

     Öncelikle şunu söylemeliyim ki İspanya yerine Katalonya'dayım. Herkes Katalanca konuşuyor ve etrafta yazılar üç dille yazılıyor: Katalanca, İspanyolca ve İngilizce. Ama İspanyolca konuştuğumda İspanyolca cevap verdi herkes bana. O yüzden pek sorun yaşamadım.

     First of all I should say that I was in Catalunya not Spain. Everyone speaks Catalan and the signs are written in three languages: Catalan, Spanish and English. However, when I spoke Spanish, they answered me in Spanish as well. So I didn't have much trouble.

     Yukarıdaki metro haritasından da görebileceğiniz gibi her yere ulaşımı metro ile sağlayabilirsiniz. Ben bir hafta kaldığım için bir haftalık idare edebileceğim Barcelona Card'dan temin ettim havaalanında. Müze kartıyla beraber alırsanız 60 euro, tek başına alırsanız 30 euro. Buradan kart ve indirim ya da ücretsiz giriş sağladığı yerlerin bilgisine ulaşabilirsiniz.

     As you can see from the underground map above, you can use it to go anywhere. Since I was there for a week, I bought a Barcelona Card which I could use for a week. If you buy it with a museum, it costs 60 euros but on its own it costs 30 euros. You can get information about the card and the discounts or free passes that it allows for the museum here.

     La Rambla caddesinde Oriente Atiram otelinde kaldım. Turistik bir caddede olduğu için diğer yerlere göre biraz pahalıydı ama çok memnun kaldım. Liceu metro durağına yürüme mesafesindeydim. La Rambla'nın paraleli Plaça Reial'a çıkıyor ve orası oldukça güzel bir meydan. Restoranlarla dolu olan bu meydan özellikle geceleri çok hareketli oluyor. 

     Antonio Gaudí'nin evleri Casa Battló'yu ve "La Pedrera" ismiyle bilinen Casa Milà'yı gezmenizi tavsiye ederim. İçlerine girmeseniz bile dışarıdan da oldukça güzeller. Birbirlerine yakın oldukları için bu bölgede hepsini görebilirsiniz.

     I stayed at a hotel called Oriente Atiram on La Rambla street. Since it's a touristic street, it was a little bit expensive compared to other hotels but I was quite satisfied. Liceu underground station is within walking distance. The parallel street of La Rambla is called Plaça Reial and it'a really nice square. It becomes a busy one at night especially.

     I suggest you visit Antonio Gaudí's houses Casa Battló and Casa Milà known as "La Pedrera". Even if you don't want to get inside, they are pretty on the outside. They are close to each other so you can see these both.

     Bu kadar gezerken karnınız acıkacak tabii. İspanya'da en çok sevdiğim şey tapas. 3-4 euro gibi ucuz fiyatlara karnınızı doyurabiliyorsunuz. İçkiler de oldukça ucuz. Kocaman bardak sangria 5 euro'dan ya da biralar 2-3 euro'dan içilebilir. Gazpacho, paella, crema catalana, tortilla de patatas, patatas bravas ve churros gibi lezzetleri tatmadan dönmeyin.

     Of course you'll get hungry after travelling around. The thing I love the most in Spain is tapas. You can get full for only 3-4 euros. The drinks are quite cheap as well. A big glass of sangria can be bought for 5 euros or beers for 2-3 euros can be bought too. Don't go back without tasting gazpacho, paella, crema catalana, tortilla de patatas, patatas bravas and churros. 

     Pek çok meydan ve pek çok park var Barselona'da. Hepsi de gezmeye değer. Plaça Nova, Parc de La Ciutadella, Plaça Reial, Plaça d'Espanya, Barri Gòtic gibi yerleri size önerebilirim. Adım başı fotoğraf çekeceğinizi garanti ederim. Metro ve otobüs ile buralara ulaşım da çok rahat.

     There are lots of squares and parks in Barcelona. They are all worth seeing. I can recommend places like Plaça Nova, Parc de La Ciutadella, Plaça Reial, Plaça d'Espanya, Barri Gòtic. I guarantee that you'll take pictures at every step. It's easy to arrive at these places via underground or buses.

     Bunlar dışında turistik olan ve görmeniz gereken yerler Sagrada Familia, Torre Agbar, Park Güell ve Castell de Montjuïc sayılabilir. Futbol seven birisiyseniz de Camp Nou'ya mutlaka uğramalısınız. Bu tarz yerlerde hediyelik eşyalar da bol bol bulabilirsiniz. Ancak tavsiyem özellikle La Rambla'da sokak üzerinde bulunan dükkanlara bakmanız. Hem çeşitleri bol hem de akşam kapatmalarına yakın oldukça indirim yapıyorlar. Yeri gelmişken cadde üzerindeki dondurma, waffle ve türevlerini satan yerlerden de bahsetmem gerekiyor. Lezzetleri harika ve fiyatları da ucuz.

     Other than these, the touristic places you need to see are Sagrada Familia, Torre Agbar, Park Güell and Castell de Montjuïc. If you are a football lover, you should definitely visit Camp Nou. You can see souvenirs on your way a lot. However, I recommend you to check out the souvenir shops on La Rambla street. They don't only have different types of souvenirs but also they make discounts when they are about to close the shop. Having said that, I should also mention the places that sell ice cream, waffle and such. They are delicious and they almost cost nothing.

     Bu kadar yer gezdikten sonra müzelere de uğramak lazım. Museu Picasso, Figueres'teki Dalí Tiyatrosu ve Müzesi, Museu de la Xocolata, Museu Egipci, Museu del Disseny ve Museu Nacional d'Art de Catalunya en sevdiğim yerler. Özellikle sanat müzesinde en üst kata çıktığınızda gördüğünüz manzara inanılmaz. Çikolata müzesinde mutlaka sıcak çikolatalarını için. Bugüne kadar içtiğiniz sıcak çikolatanın aslında su olduğunu düşünebileceğiniz kadar farklı ve lezzetli. Ayrıca müzelerde kalabalığa kalmamak adına gezi saatinizi sabaha alıp günün geri kalanını farklı yerler gezerek değerlendirmenizi tavsiye ederim. Yoksa çok sıra beklemeniz gerekebilir. 

     You need to visit the museums after all these places.  Museu Picasso, Dalí's Theatre and Museum in Figueres, Museu de la Xocolata, Museu Egipci, Museu del Disseny and Museu Nacional d'Art de Catalunya are my favourite museums. Especially the view you get on top of the national art museum is incredible. When you go to the chocolate museum, make sure that you try out the hot chocolate. It's so different and delicious that it'll make you think of the hot chocolates you've had before and they'll be like water compared to it. Besides, I suggest that you visit the museums in the morning to skip the long lines otherwise you may need to wait for hours.

     Özellikle Primark başta olmak üzere mağazaları, büyük alışveriş merkezlerini ve plajları da gezmeyi ihmal etmeyin. Ben bir hafta gibi kısa süre olsa bile tatilimden oldukça zevk aldım. Umarım siz de bir gün buraları gezme fırsatı elde edersiniz. Sorularınızı aşağı yorum bırakabilir, email atabilir ya da sosyal medya üzerinden sorabilirsiniz. 

     Sevgiler :)

     Don't forget to visit the shops -particularly Primark-, big shopping centres and beaches. I quite enjoyed my holiday even if it lasted for a week. I hope you all get to see these places I've been to one day. You can leave your questions below, send an email or get in touch through the social media.

     Much love :)